Adana’da KaçKaç diye bir deyim vardir.Bu deyim, Müslümanlarin o gün silâh sesleri
arasinda Yörüklerin yogun bulundugu güney bahçelerine dogru
kaçmalariyla gerçekten yerinde kullanilmistir. Bütün Adanalilarin evlerini
barklarini, is ve güçlerini birakip bu sekilde gideceklerini Fransiz yöneticileri
hiç ummuyorlardi.
4 Temmuz 1920 de Kafkaslardan gelen Ermeni çeteci Sismanyan komutasi altinda ki Ermeni Lejyonun Adana sehir merkezinde Türk evlerini basip yagma tecavüz ve cinayetlere basladilar.Sehrin askeri valisi Albay Bremond katiksiz Türk Düsmani oldugu için olaylara göz yumdu.Olaylar 5 Temmuz günü çigrindan çikinca Fransiz Isgal güçleri Genel Valisi General Dufieux Sehir de sikiyönetim ilan etti buna göre:
1. Kontrol yönetimi; Polis müfettisi, polis müdürü ve yardimcisi veyahut
jandarma subayi tarafindan yazilmis vesikayi tasiyan müfrezelerden
baskasinin Adana sokaklarinda silâhla gezmesi 5 Temmuzdan baslayarak
yasaklanmistir.
"2. Hiç kimse asagidaki sartlar altinda silâhli olarak sehre girip
çikmayacaktir: Her müfreze sorumlu bir subay yönetiminde götürülecektir.
Müfreze komutaninin tasidigi emirde adi, meslegi ve yüz sekli yazilmis
bulunacaktir. Bu sartlara uymayanlar, her müfreze veya kisi ilk Fransiz
karakolu tarafindan tutuklanacak ve karakolun 20 metre ilerisinde silâh ve
cephanesi alinacaktir. Bu sirada kaçmaya yeltenenler öldürülecektir.
Tutuklamadan bölge yönetimi, vakit geçirilmeden bilgilendirilecek ve oraya
gelen memur, söz konusu müfreze veyahut sahsin hüviyetini inceleyecektir.
3. Kahveler 6 Temmuz günü ögleye kadar kapali kalacaktir. Bu tarihten
baslamak üzere saat 12.00 den 17.00'ye kadar açilabileceklerdir. Lokantalar
saat 11.00-14.00 ve 18.00-21.00 arasinda açik bulunacaklardir.
4. Gece hiç kimse fenersiz sokaga çikamayacaktir. Halk en geç saat
22.00'de evlerine çekilmis olacaktir. Saat 2 3.00'den sonra evlerde hiç isik
bulunmayacaktir. Tiyatrolar saat 22.00'de son bulacaktir.
"5. Herhangi çesitten olursa olsun yaninda silâh ve cephanesi
bulunanlar, mahallesindeki polis karakoluna bunu yazili haber vermek
zorundadir. Bu yazili bildiri 9 Temmuz günü ögleye kadar guvernörlüge
verilecektir.
6. Guvernörlükten özel bir emir almaksizin hiç bir toplanti
yapilmayacaktir. Yollarda her türlü toplanti yasaktir. Bu gibi toplantilar
asker kuvvetiyle dagitilacaktir.
7. Siki yönetim kararina göre isbu emirde sözü edilen islemler ve
islenecek suçlar hakkindaki cezalarin tayini Kilikya Harp Divani'na aittir.
Mülki idare askeri yönetimin üzerine almadigi isleri eskisi gibi yürütecektir.
Siki yönetimden sonra General Dufieux 9 Temmuz 192O'de
Yarbasi’ndan Yüregir ovasina taarruz etmeyi kararlastirdigindan sehirde ki kuvvetlerini iki ates arasinda birakmamak için, özellikle Adana'nin güney kesiminde oturan Türkleri kaçirmak istemistir hatta bu isi kolaylastirmak için Sehrin Güney bölümüne Müslüman Cezayir lejyonunu yerlestirmisti.
Aslinda Kendisi de bunu istiyordu ancak 2.günü sonu sehirden kaçan halkin çok fazla sayiya yükselmesi üzerine panige kapildi.Çünkü bu kaçan kitlenin Kuva-i Milliye’ye katilmasindan korkuyordu.13 Temmuz günü nerdeyse 40000 kisi sehirden ayrilmis oldu.Bu o dönemde yapilan en büyük sivil direnis idi.
Buna karsilik Hain Ferda gazetesi bu olaydan sonra kanini donduracak cinsten öyle bir baslik atmistir ki insan okumaktan utanir !
“Nereye efendiler! Adana´yi kurtaracaktiniz, tabana kuvvet kaçiyorsunuz!”
Bu ihaneti yapan gazete paçavrasi Fransiz uçaklari tarafindan havadan bölgeye atildi ama Yurtsever Adana halki hiçbir zaman bu hainlere prim vermedi.
Kaç-Kaç" olayi Adanalilari gerçekten sarsmisti. Bu olay Fransizlar içinde kötü bir puandi. Türkler kaçmamislardi kendilerine yapilan iskence ve zulmün intikamini almak için yapmislardi Toroslar´da Milli Teskilata dahil olmak için sehirden ayrilmislardi.